The Lord Of The Rings I.II.III

Yüzük Kardeşliği(2001),

İki Kule(2002),

Kralın Dönüşü(2003).

Comıng Sooon...

The Rec 2 / Kayıt 2

Olmuyor olmuyor kes iptal gösterime sunmayalım demediler mi hiç çok merak ediyorum Kayıt 2 için.

Şöyle küçük bi hatırlama yapalım Kayıt 1 de, itfaiyecilerle ilgili bir program yapan tv muhabiri çekim sırasında gelen ihbar üzerine olay yerine giderler ve birden kendilerini bir dehşetin içinde bulurlar alan karantinaya alınmıştır.Kuduz virüsüne benzeyen fakat bulaşma süresi saniyeler olan bir hastalığın etkisinden kurtulmaya çalışırlar işte insanlar birden zombileşir ani çıkışlar birden ürkütmeler filan birincisi güzeldi amatör çekim havasıyla dahada bi reelleştirilmişti ama;

Kayıt 2 tam anlamıyla vasat, yine aynı hikaye devam ediyor swat ekibi ve sağlık ekibinden panzehiri bulacak bir doktor karantina bölgesine giriş yapıolar tekrar herkes ölmeye başlıyo sonra nası bağlıyolarsa nasıl bir alaka kurdularsa kafalarında olayı birden Dine döndürüolar yok virüslü insanlar aslında içine şeytan girenler yok işte ısırınca insanların bedenlerini ele geçiriyo yok hacı tutunca donup kalıyolar bağlanması gereken en son yerdi bu mu yani? tamam belki kötülük,insanların içindeki karanlık çabuk yayılıyor herkese bulaşıyor ama bununlada bağdaştıramıyorum.Kendi dinlerini övdüler mi yerdiler mi anlamadım açıkçası. Haşa tüm dinlere saygılıyız ama böle filmlerle din sömürgeciliği yapmaktan vazgeçmicekler sanırım..

Hee birde yanlış hatırlıyorsam düzeltin bu hastalık Kayıt 1.de köpekten geçmemiş miydi fareye filanda bulaşıyordu hani Şeytana bak sen fareyi ısırıp onu ele geçirip fare krallığı kurmayı planlıyor :) şaka bir yana bence izlenmese de olur ama izleyen arkadaşlarımın fikirlerini almak beni hoşnut edecektir.

İyi Seyirler dilerim....

Cinek

İştee bizlere Cinek ama amacımız sizleri rahatsız eden bir sinek olmak değil size filmlerinizde eşlik eden nacizane fikirlerimizle yol göstermek ve izlemediğiniz izlediğiniz ama çözemediğiniz filmler hakkında bilgi vermek küçük küçük tartışmak.

Unutmadan merakta kalmamanız için söylemeliyim bir süre kaybolcaz sanırım eksikliğimizi de hissettirmicez ama yınede bi bilgi weriyim 2haftalık bi zaman zarfı kadar yokum yoğun bi sınav stresi altındayım :) hiç değilim aslında beni strese sokan strese girememek :p neyse kısa kesiyorum sınav muhabbeti bende çok uzundur ona girersem blog amacından çook çok uzaklaşır o yüzden bizi çürüten sınavlara burdada değinmek istemiyorum artık sınavlarım bittikten sora sizlerle tekrar görüşmek üzere. İyi seyirler

ROBİN HOOD

Zenginden çal, fakire ver..

Kısaca filmin konusu buymuş;

Bir zamanlar kralın emri altında savaşmıştır.Nottingham'a döndüğünde şehrin şerif baskısı ve zulmü ile ezildiğini görür. Aşık olduğu kadının güvenini kazanmak ve halkın zulmüne son vermek için onun gibi düşünenlerden oluşan küçük bir çete kurar adalet uğruna yapılan savaşı başlatırlar.

Yıllar sonra döndü ve eski tahtına oturacağa benziyor. Akıllarda ki en önemli sorular,Russell Crowe nasıl bir performans göstericek? Robin Hood, Russell Crowe'la birleşirse nasıl bir karakter oluşacak?bence bunlar çok açık bunun cevabı filmin afişinde çok net afişi ilk gördüğümde Gladiatör le bağdaştırdım Russell Crowe hiç mi yaşlanmaz o gözlerindeki savaşı yansıtan bakışını hiç mi kaybetmez ya dedim ve eminim ki 2000 lerde çok büyük bir etki yaratan ve hala da her izlendiğinde ilk izlenmiş hissini damakta bırakan Gladiatör kadar etkili bir film olacağına inanyorum. Bu filmdeki beklentilerim çok yüksek açıkçası hayal kırıklığına uğramak istemediğim filmlerden birisi..

Soylularca hırsız, yardıma muhtaç olan insanlarca ise kahraman...

Oyuncular

Russell Crowe

Cate Blanchett

Matthew Macfadyen

Mark Strong

William Hurt

Yönetmen

Ridley Scott

Gösterim Tarihi

14 Mayıs 2010

Yapım

2010-ABD

Zenginden al,Fakire ver

Ne soylu bir davranış değil mi? Zenginden çal fakire ver. Yüzyıllar önce insanlar bunu düşünüp yozlaşmalara karşı çıkabilmişler ama gel gör ki günümüzde bu tam tersi olmuş fakirden çal,zengine ver zengin çok zengin fakir çok fakir ortası yok sanırım bir Robin Hood' a ihtiyaç var. Ne yapmamız lazım acaba? Elimize bir yay alıp haksız kazanandan çalmakla mı çözeriz yine bu işleri 10yy. önceki gibi ?

VEDA

Veda

Veda filmi Atamız ile tüm hayatını beraber geçiren yakın arkadaşı ve baş yaveri olan Salih Bozok'un anılarından yola çıkılan VEDA filmi doğal olarak eksiklerle dolu çünkü sadece yaverinin anılarından yola çıkılmış Mustafa Kemal ATATÜRK 'ün daha çok sosyal kimliği ön planda gösterilmiştir ama yinede dediğimiz gibi bu tam anlamıyla bir ATATÜRK filmi değil Salih Bozok'un anılarıdır.Çocukluklarından beraber aldıkları eğitime birlikte geçen silah arkadaşlığından, Cumhuriyet yolunda beraber atılan sağlam adımlara değinilmiştir.

Bir Türk genci olarak Atamız ile ilgili yapılan her film bence yetersizdir çünkü saatlere sığdırılmayacak bir hayatı vardır bizim içimizde öyle bir Ata var ki bunu hiç bir film sahneleyemeyecektir. Bu duygu insanın bütün bedenini kaplamaktadır öyle bir duygu ki isminin geçtiği anda içimizde fırtınalar koparan bize gücü hissettiren bir duygudur.

Birde unutmadan bu tarz Atamızın filmlerinde makyaja çok önem vermişlerdir Veda filminde de Atamızın son zamanlarında bu kadar mı benzetilir diye düşünmeden edemedim ve birde insana eşlik ettiren filmin tüm müzikleri için ellerine sağlık diyorum. Böyle günlerde içimizdeki uyuyan o sınırsız gücü uyandıracak her türlü etkiye sonsuz minnetlerimi duyuyorum. Herkese iyi seyirler diliyorum.

Oyuncular

Sinan Tuzcu

Özge Özpirinçci

Serhat Kılıç

Ezgi Mola

Dolunay Soysert

Yönetmen

Zülfü Livaneli

Yapım

26 Şubat 2010

The Bounty Hunter/ Ödül Avcısı

Konu&Yorum Karışık

Konu yorum karışık çünkü filmi izlemedim sizde izlemediniz :) ee sen gittin Prince of Persia filmine izlemeden yorum yaptın o ne iş diyebilirsiniz bende size şöyle söylerim çünkü her serisini defalarca oynadım artık filmin içinden bir karakter gibiyim:) neyse Pers Prensi tutkumu başka filmlerin içinde ele almam yanlış bir şey sanırım.

Bounty Hunter; fragmanı ilk izlediğimde aklıma direk Mr. & Mrs. Smith geldi tek fark filmimizde Jennifer Aniston da eşi gibi gizli bir ajan veya bir ödül avcısı değil sadece muhabir ve onu yakalamakla görevlendirilmiş eski eşi Gerard Butler ise bu işten çok zevk alacağa benziyor. Çift bu hırsız-polis kovalamaca sında yakınlaşıp eski sorunları üzerinde durabilecekler ve karşılarına çıkan sorunları beraber çözeceklerdir. Çok eğlenceli ve çok hareketli bir filme benziyor kesinlikle sinemada fragmanı izlerken bu filme gidilir dediğim filmlerdendir o yüzden sizlerinde izlemesini tavsiye ediyorum.Zaten filmde Gerard Butler oynuyor son yılların en sevilen filmlerinde oynayan en sevilen oyuncu yanına da Jennifer Aniston'ın sempatik tavırları ve güzelliği katılınca filmin tadına doyum olmayacağına eminiz.Şimdilik 3 dklık fragmandan çıkardıklarımız bu kadar Bounty Hunter'ın gösterim tarihinin ilk gecesi yorumlarımızı yazmak ve sizlerle değerlendirmek üzere. Hoşçakalın.

Oyuncular

Gerard Butler

Jennifer Aniston

Christine Baranski

Yönetmen

Andy Tennant

Yapım

2010-ABD

Gösterim Tarihi

23 Nisan 2010

Prince Of Persia:The Sands Of Time/ Pers Prensi: Zamanın Kumları

Konu:

Serinin birinci oyunu olan Zamanın Kumlarında konumuz hatırladığım kadarıyla Prensimizin zamanı tersine çeviren sihirli bir hançer bulmasıyla başlar hançer kudretli olduğu kadar büyük bir laneti de beraberinde taşımaktadır ve bu lanetli silah zamanın kumlarını açığa çıkaran dünyaya hükmetme gücünü bahşeden bir anahtardır. Tabi kide böyle bir gücün taliplisi çok olacağı için Prens çok zorlu düşmanlarla karşı karşıya kalacaktır.Filmin sadece fragmanıyla daha fazla bir yorum yapamıyorum.Prensin karanlık güçlerle savaşını heyecanla bekliyoruz.

Oyuncular

Jake Gyllenhaal

Ben Kingsley

Alfred Molina

Gemma Arterton

Toby Kebbell

Yönetmen

Mike Newell

Tür

Aksiyon, Fantastik, Macere

Gösterim Tarihi

28 Mayıs 2010

Müzikler

Harry Gregson-Williams

Beklediğim Film geliyor..

Oyunlarını defalarca bitirdiğim her zaman bir dünyasına hayranlıkla baktığım oyunlardan en başta gelendir 'Prince Of Persia'. Zevkler ve renkler tartışılmaz denir ya bu oyun için tartışırım arkadaş, bu oyunun havası çok başka dünyaları yaşatıyor insana şöyle ufağından değinirsek mistik hava tamamıyla muhteşem peki ya o müzikleri o müzikleri oyunu oynarken müziğin ritmine kapılıp gitmediniz mi hiç? o havası,mekanları o sarayların insanı prens gibi hissettiren büyüsü var kısacası bu oyun benim için çok ayrı bir kategoride. Bende o oyunu 'oynadım' derken oynadım doğru sözcük değil Prens of Persia'dan bahsediliyorsa 'yaşadım' dır orada ki doğru sözcük bence. Kesinlikle abartmıyorum bunlar gerçek düşüncelerimdir:) Yönetmen Mike Newell' den tek isteğimiz oyun doğrultusunda gitmesidir.Şahsen oyuna farklı bir şeyler eklenmesi gerekmediğini düşünüyorum.

21 mayısta filmi izlediğimiz ilk görüşmek dileğiyle. O zamana kadar iyi seyirler.

Bu arada belirtme isterim serinin en sevdiğim oyunu Prince of Persia Warrior Within:)